Evlilik, yiğit erkeklerin ve yaman kadınların işidir. Öyle çocuk gibi salıncağa binmeye benzemez. Onlar gölde, nehirde, denizde sandala binerler. Biri bir kürek, diğeri öbür kürek olarak sandalı birlikte yüzdürürler. Bir aslanı taçlandıran yine bir aslandır; onunla omuz omuza yürüyenin asaletidir, haşmetidir; zarafetidir, letafetidir… Gönlü sadece ya ses ya söz tonu kırdığını bilirler.
Onların da mevsimleri vardır. Mesela ilkbaharda hayata birlikte başlarken yazın sıcaklığında koca çınar, kadın gölge olur. Sonbaharın yağmurunda, rüzgarında; kışın ayazında, boranında, karında erkek çadır, hanım örtüsü olur.
Neden vaz geçemez birbirinden bu iki insan biliyor musun? Hani Peygamber Efendimiz (sav) demişti ya; “Rabbim kalbime engel olamıyorum. Aişe’yi çok seviyorum.” O mesele işte. Bir çınar olurken öbürü gölge, biri çadır olurken diğeri örtü bundan oluyor işte.
Ve onlar “Nikahın en hayırlısı kolay ve külfetsiz olanıdır” emrine en çok amade olanlar. Ve yine onlar planlarını gizli tutarlar, dualarını yüksek tutarlar, adımlarını sessiz atarlar, hedeflerini yüksek tutarlar, kalplerini ferah tutarlar, çevrelerini küçük tutarlar, hayatlarında huzuru tutarlar…
Yoksa bunca yazılanın öğretemediğini bir musibet öğretir sana.
YA SES YA SÖZ TONU GÖNLÜ KIRAR!
Yorum Yaz